- Evde çok rahat bir şekilde konuşabilir. Hatta o kadar çok konuşkandırlar ki, kimseye söz hakkı vermezler. Gördükleri olayları çok rahat betimleyebilir, her detayına kadar anlatabilirler.
- Dışarı çıktıkları anda, eğer yanlarında onların sesini duyabilecek birileri varsa anne ve babalarıyla dahi konuşmazlar ve ağızlarını dahi sıkı sıkıya kapatırlar.
- Bazıları anne ve babasının kulağına kimsenin duymayacağı bir şekilde fısıltı ile konuşabilir.
- Ağızlarını sıkı sıkıya kapatır ve asla açmayabilirler. Gülmezler, ağlamazlar ve bazen kaskatı kesilir ve donarlar.
- Özellikle soru sorulduğuna başını öne eğerler
- Kreşte arkadaşlarıyla çok iyi oyun kuran oynayanlar olduğu gibi asla oyun grubuna girmeyen veya tamamen bir kenara çekilip asla gruba katılmayan çocuklarda olabilir.
- Bazıları okulda yemek yemez ve tuvalete dahi gitmezler. Bu durumdan dolayı altını ıslatan çocuklara da rastlanılabilir.
- Selektif mutizmin en çok rastlanan bir diğer çeşidi ise okul mutizmidir. Okul mutizmi olan çocuklar konuşmama davranışını sadece okulda gösterirler. Okul sınırlarından, yani bahçeden çıktıkları anda şen şakrak konuşabilen çocuklar, okul içinde değil arkadaşları ve öğretmenleri, ebeveynleri ile dahi konuşmazlar. Kafede, sinemada, restoranda normal konuşabilen bu çocuklar, yanlarına bir öğretmeni veya okuldan veya sınıftan tanıdıkları bir arkadaşı geldiği zaman hemen susarlar.
- Arkadaşları ile çok rahat konuşan fakat sadece öğretmenleri veya okuldaki diğer büyüklerle konuşmayan (otoriter mutizm) çocuklarda bu gruba dahildirler.
Seçici suskunluk ne zaman ortaya çıkar?
Normal de aileler çocuklarının selektif mutizmli olduklarını ilk olarak kreşte veya anaokulunda fark ederler. Ama selektif mutizmin işaretlerini daha önceki dönemlerde görmek mümkündür. Aslında zaten selektif mutistik olan çocuk, daha uzun bir süre kaldığı ve gözlendiği anaokulunda öğretmeni tarafından fark edilir. Anaokulundan önceki dönemde çocuğun komşu ziyaretlerinde veya oyun parkındaki içine kapanık ve sessiz davranışları çoğunlukla utangaçlık olarak yorumlanır. Bu davranış çocuk doktoruna yapılan ziyaretlerde de kendini gösterir. Burada çocuklar alışılmadık bir şekilde sessiz ve sıkılmadan uzun bir süre oturur ve beklerler. Burada çocuklar, doktorun direktiflerini takip etmezler, halbuki evde tam tersine bir eğilim içindedir. Hareketlidirler, konuşkandırlar ve yerinde durmazlar. Ama anaokulunda belirli bir alışkanlık süresinden sonra (en az bir ay) çocuk günlük aktivitelere katılabilmeli ve diğer çocuklarla veya öğretmeniyle herhangi bir formda diyaloğa geçebilmelidir. Eğer bu gerçekleşmezse genelde anne-babalar, öğretmenler tarafından uyarılırlar. Başlangıçta anne – babaların çocuklarının herhangi bir aktiviteye katılmadan sessizce bir köşede oturduğuna inanmazlar.
Bu problemin nedenleri nelerdir?
Herhangi bir bozukluğun nedenlerini açık ve net bir şekilde söylemek her zaman kolay değildir. Çünkü basit bir nedenden yola çıkılamaz. Çoğu rahatsızlıklar farklı nedenlerin birbiriyle etkileşimi sonucunda meydana gelirler. Selektif mutizmin ortaya çıkmasında rol oynayabilecek bazı faktörler aşağıda sıralanmıştır. Ama kesinlikle bunlar yalnız başına bu bozukluğun ortaya çıkmasından sorumludur diyemeyiz. Bu faktörler, bazı vakaların ortaya çıkmasında bir rol oynayabilirler ama hepsinde aynı sorumluluğa sahip değillerdir.
- Dil ve konuşma bozuklukları; kekemelik, geç konuşma, telaffuz bozuklukları, ifade edici dil bozuklukları
- Göç
- Ailede benzer bireylerin olması, özellikle anne ve babadaki sessiz, içine kapanık ve utangaç yapı
- Ailedeki psikolojik rahatsızlıklar, özellikle birinci dereceden kan bağı olan akrabalarda
- Ailenin sosyo-ekolojik yapısı
- Abartılı derecede özenli aileler; aşırı kaygılı ve koruyucu anne-baba
- Ebeveynlerdeki konuşma bozuklukları ve/veya konuşulan dilin normal ortama göre aksanlı veya farklı olması
- Uyarıcılardan noksan dil ve konuşma çevresi, bu yüzden de dışarda zorlayan iletilişimsel taleplerin karşılanamaması
- Çevreden izole edilme
- Ağır gelen yaşamsal olaylar, örneğin sevilen bir yakının ölmesi, anneden ayrılık veya öz güveni zedeleyici olaylar
- Biyolojik stresörler; yaralanmalar, hastalıklar, çirkin olduğunu düşünme, gelişim bozuklukları, ağız yapısında ki yaralar, diş eti hastalıkları ve yara izleri
Ebeveynler çocuklarına nasıl davranmalı?
- Lütfen çocuğunuzu konuşması için zorlamayın ve asla baskı uygulamayın. Bu durum tam tersi bir etki yapacaktır. Aynı zamanda başarısızlık duygusunu destekleyecek ve sorunu daha çözülmez bir hal alacaktır.
- ‘Niye konuşmuyorsun, ne oldu’ gibi sorular sormayın. Bunu değil çocuklar, uzmanlar bile henüz tam çözebilmiş değil. Eskiden selektif mutistik olan bunu aşmış şimdinin yetişkinleri bile çocukluklarında neden konuşamadıklarına hala bir cevap veremiyorlar.
- Ödül ve ceza yöntemine asla başvurmayın.
- Küçük kandırmacalarla çocuğu konuşturmaya çalışmayın, başaramazsınız.
- En kısa zamanda bu konuda hakkında bilgilenmeye çalışın ve selektif mutizm konusunda deneyimli terapi yapabilecek bir terapist, uzman dil- konuşma terapisti, çocuk psikiyatristi ve çocuk psikoloğu bulmaya çalışın.
Uzman Dil ve Konuşma Terapisti Pedagog Veysel Kızılboğa
Yayın tarihi: 31.03.2015
Yazının tamamı: http://www.hurriyetaile.com/cocuk/cocuk-psikolojisi/cocugunuz-baskalarinin-yaninda-konusmuyor-mu_18289.html